ETİYOPYA’DAKİ YAŞANANLARI DOĞRU OKUMAK ETİYOPYA’DAKİ YAŞANANLARI DOĞRU OKUMAK Mustafa EFE – AFSAM Afrika Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı mustafaefe@afsam.org Twitter @mustafaefeTR 25/06/2023 Son günlerde Etiyopya’daki Müslümanların durumları ile ilgili medyada çıkan haberler ve değerlendirmeler yapılmaktadır. Bu süreçle ilgili doğru kamuoyu bilgilendirmesi yapılmadığı takdirde Etiyopya Müslümanlarının son beş yıldaki kazanımları tehlikeye atılacaktır. Bundan sonra da Müslümanların ülke içindeki ellerini zayıflatacaktır. Burada konumuz Etiyopya tarihi olmadığı için çok kısa bir şekilde özetleyerek geçmek daha doğru olacaktır. Ulus devlet haline getirilmeye çalışılan Etiyopya’da 1991’e kadar egemen olan ve hâlâ Etiyopya derin devletine egemen olan Amharalar ülke nüfusunun %25’ini, 1991’de ülkede iktidarı ele geçiren Tigreyler ülke nüfusunun sadece %6’sını oluşturmaktadır. Abiy Ahmed’in 2018 yılında gelmesine kadar da Tigrey azınlığın iktidarı vardı. Etiyopya'yı bu azınlık iktidarları sırasında hep kiliseler yönetti. 2018 yılında gösteriler artınca Haile Mariam Desalegne reformlara yol vermek için istifa etti -ki bu modern Etiyopya tarihinde tek istifadır- ve görevi 2 Nisan 2018 tarihinde yeni Başbakan Abiy Ahmed Ali'ye devretti. Abiy Ahmed Tigreylerin döneminde bakanlık yapmış ve içinde Tigrey Halk Kurtuluş Cephesinin (Tigray People's Liberation Front-TPLF)nin de bulunduğu Etiyopya Halk Devrimci Demokratik Cephesi'nin (The Ethiopian People's Revolutionary Democratic Front-EPRDF) yani koalisyonun üçüncü başkanıdır. 2018 yılında Abiy Ahmed’in Başbakan olmasıyla hızlı bir değişim süreci başladı. 1-Etiyopya’da Müslümanlar Müslümanlar ülke nüfusunun yüzde 65’ini oluşturmasına rağmen nüfus verilerinde yüzde 34 civarında gösterilmektedir. Bugüne kadar hem Amharaların hem de Tigreylerin egemen oldukları dönemlerde Etiyopya devlet kademesinden uzakta tutulan Müslümanların bugün ülkenin çimentosu oldukları ortaya çıkmıştır. Ülke yönetimi yıllarca azınlık Hristiyan Tigreylerin elindeydi. Hristiyan azınlık, ABD ve İsrail’in desteğiyle yıllardır Müslüman çoğunluk üzerinde baskı ve zulümlerini sürdürmekteydi. Müslümanlar yıllardır tutsak idi. Etiyopya Hükümeti, Yüksek İslam Konseyi Başkanı’nı 2002 yılında tutuklamıştı. Ahbaşlar, Tigrey azınlığın yönetimindeki Etiyopya Hükümeti eliyle Yüksek İslam Konseyini de ele geçirmişti. Yani iktidardaki parti tarafından ele geçirilmişti. Fakat bu Konsey Müslümanları temsil ediyor görünüyordu. Ahbaş Hareketi Etiyopya’nın geleceğindeki en tehlikeli durumdu. Etiyopya iktidar partisi Etiyopya Halk Devrimci Demokratik Cephesi'nin Müslümanları manipüle etmek, düşünce ve inançlarında şüpheler oluşturmak ve Etiyopya’daki sistemle uyumlu bir Müslüman zihniyet oluşturmak için Ahbaş Hareketi’ni desteklemiştir. 20 Temmuz 2012 tarihinde Etiyopya’nın başkenti Addis Ababa’da Anwar Camii’nde toplanan 1,5 milyon Müslüman sessiz ve barışçıl bir şekilde Woyanne Cuntası’nın Müslümanların içişlerine karışmasını ve manipüle etmesini protesto etmişlerdi. Tigreyler Müslümanlara zulümler yaptıklarını kabul ediyorlar zaten. Abiy Ahmed 2018’de göreve başlamasından sonra hapisteki Müslüman liderleri çıkarttı. Abiy Ahmed Yüksek İslam Konseyi üyelerini ve Ahbaşları toplantıya çağırdı ve öldüğünüz zaman Allah'a ne diyeceksiniz, bu meselelerde bu kadar kavga ediyorsunuz dedi ve ondan sonra da Ahbaşları tamamen sildi. ABD, Abiy Ahmed’den terörizmle mücadele adı altında Müslümanlara zulmetmesini istedi. Abiy bunu reddedince Abiy’e karşı operasyona girişti. Aslında Abiy Ahmed, Müslümanlara iyi davrandığı için cezalandırılıyor. Abiy Ahmed zamanında Etiyopya Hükümeti Müslümanlara hiç zarar vermedi. Müslümanların hayatları kolaylaştı ve toplum içinde daha görünür hale geldiler. Zemzem, Hicra ve Necaşi gibi 5 tane İslâmî banka açıldı. Müslümanların artık televizyonları bile var. 2-Medyada yer alan Camilerin yıkıldığı haberleri Konusu Abiy Ahmed zamanında Addis Ababa’da 200 civarında cami yapımı için izin verildi ki daha önce böyle bir şeyin imkânı yoktu. Devletten ruhsat almadan yapıp buraya mescit diyorlar. Aslında yıkılan mescitler için ruhsat alınabilirdi. Çünkü bu bölgedekiler son yıllarda inşa edilenlerdendi. Elbette ki önceden bir uyarma olmadığı için bu problem yaşanmıştır. Etiyopya'da geçtiğimiz yıl, modern bir şehir inşa etme gerekçesiyle başkent Addis Ababa'yı çevreleyen altı kasabayı birleştirme kapsamında Oromiya bölgesinde 'Şegger Şehri Projesi' başlatılmıştı. Etiyopya hükümeti bu doğrultuda Mart ayında hem kaçak hem de yasal yapıları kamulaştırarak yıkmaya başladı. Resmî olmayan raporlara göre yetkililer, Şegger Şehri için yaklaşık 200.000 evi, 22 camiyi yıktı. Oromiya Eyaleti hükümeti, yıkımların sadece kaçak yapıları hedef aldığını belirterek, sürecin anayasaya uygun ve meşru olduğunu savunmuştu. Şehirleşme yapılacak bu bölgede yıkımları yapılan mescitlerin tapuları ve ruhsatları yoktu. Müslümanlar bilgi vermeden başlayan bu yıkımlara karşı gösteriler yapmaya başladı. Güvenlik güçlerinin göstericileri hedef alması üzerine Müslümanlardan en az 3 kişi hayatını kaybetmiş, çok sayıda kişi yaralanmıştı. 3-Son Durum Etiyopya Yüksek İslam Konseyi Başkanı Şeyh Haji İbrahim Tuhfa liderliğindeki bir heyet, Oromia Bölgesel Hükümeti Başkanı Sayın Ato Shemels Abdisa'yı makamında ziyaret ederek 5 saatlik bir toplantı yaptılar ve çok güzel sonuçlar çıktı.[1] Etiyopya Yüksek İslam Konseyi Hükümetle görüşme sonrasında yaptığı açıklamada karşılıklı olarak her şeyde anlaştılar. Müslüman liderler yaşananlara ilişkin derin üzüntülerini ifade ederken, göstericilerin güvenlik güçlerince hedef alınmasını da eleştirdiler. Hükümet yetkilileri özür dilediler. Son 2 haftada hayatını kaybedenlerin ailelerine baş sağlığı dileğinde bulunarak, daha önce yeterli bilgilendirme yapılmadığı için hata yaptıklarını kabul ettiler. Yetkililer Müslümanların yaşadığı bölgelerde bilgi vermeksizin daha fazla yıkım olmayacağı sözünü verdiler ve şehir planlamasına Müslüman temsilcilerin de dahil edileceğini ifade ettiler. Şehit olan Müslümanların adları camilere verilecek. Devlet yetkilileri “Biz büyük bir cami yapacağız” diye de söz verdi. Başlıkları şu şekilde sıralayabiliriz: -Ülkemizin farklı bölgelerinde yasal olarak cami arazisi edinimi ve inşaatı ile inşa edilen camiler için harita ve camii arazisi temini konusunda birçok sorun bulunmaktadır. - Şegger 'deki Faresa Camii ile ilgili olaylardan Müslüman ahalinin büyük incindiği ve üzüldüğü, uygun tazminat ve manevi muameleye ihtiyaç duyduklarından bahsedilmiş, dinî kurumlarının Müslümanlara sunulması ve şartların insan odaklı olması gerektiği anlatılmıştır. - Müslüman ahalinin tüm cami sorunlarının bir an önce çözülmesi gerektiğini, bu yaşananların büyük bir talihsizlik olduğu ifade edildi. -Güvenlik güçlerini barışçıl Müslümanlara doğrudan ateş ederek Müslümanları öldürüp yaralamalarının uygun olmadığı, masumları vurarak öldüren ve yaralayanların kanun önünde sorumlu tutulması gerektiği ifade edildi. Bölge Eyalet Başkanı da şu başlıklara değinmiştir: -Konuyu daha önce tartışmamanın bir hata olduğunu -Olayda hayatını kaybeden Müslümanlara başsağlığı dilediğini - Şegger Şehir Planında İslâm dâhil diğer mezheplere ait kurumların da yer aldığı dini değerler esas alınarak Şegger Şehri'nin inşâ edileceği -İbadethane için gerekli arsaların plana göre Müslümanlara verileceğini ve şehirde tenekeden değil, şehrin planına uygun çok sayıda modern cami yapılmasını istediklerini - Şegger Şehri'nde ulusal düzeyde adından söz ettirecek büyük ve modern bir cami yapılması sağlanacağını - Şegger Şehri'nde İslam Üniversitesi yapılması için gereken arazinin verileceğini - Şegger Şehri planlamasında dini kurumlarla süreçte iş birliği yapılacağını -Temmuz ayında Şegger Şehri Master Planının uygulanmasından önce, Master Planda dini kurumlar için hazırlanan alanların, eyalet hükümeti ile birlikte Müslüman temsilciler tarafından gözden geçirileceğini - Şegger şehri de dâhil olmak üzere tüm Oromia bölgesinde dini kurumlar için ibadet yerleri ve mezarlıkların sağlanmaya devam edileceği - Şegger şehrinde bulunan tüm inançlara ait 800 müesseseden 656‘sı planın dışında inşa edilmiş durumdadır. Şehir planına uyan yasal kurumlar Meclis kapasitesini güçlendirilecek. Şehir planına uymayanları kurumların kendilerinin yıkması gerekenleri yıkmalı, ancak hükümet artık onları tek başına yıkmayı bırakacak. -Tutuklanan Müslümanların serbest bırakılması konusunda federal ve Addis Ababa polisinin liderleriyle görüşme yapılacak. -Camilerinin yıkılmasını protesto ederken şehit olan Müslümanlara Allah'tan rahmet, hayatlarını kaybedenlerin ailelerine başsağlığı ve yaralılara acil şifalar diliyoruz. Şehitlerin isimleri de caminin duvarlarında göze çarpacak şekilde yazılmıştır. Sonuç Müslümanların son beş yılda kazandıkları bu rahatlama ruhsatı olmayan küçük mescitlerin yıkılması konusu yüzünden heba edilmemeli. Abiy Ahmed de aynı şekilde çok hızlı kararlar alıyor ve bu hızlı kararlardan dolayı bazı sıkıntılar yaşanıyor. Bu durumu daha da kötüleştirip Müslümanların aleyhine kullanmak için Addis Ababa Büyükşehir Belediyesi içindeki derin devlet yapısındaki adamların yaptığını söylüyorlar. Bundan dolayı Müslümanlar sakin olmalıdır, uyanık olmalıdır, bu süreç aleyhlerine dönmemelidir. Aslında bu süreçte yaşananlardan dolayı Etiyopya Hükümetini eleştirmek Abiy Ahmed’in Etiyopya’da Müslümanlar için yapacaklarına çok ciddi şekilde zarar verecektir. Ruhsatsız camilerin veya mescitlerin yıkılması konusu Batı tarafından manipülasyon aracı olarak kullanılmaktadır. Böyle bir şey tabii ki yanlış oldu fakat Müslümanlar bu durumu gösterip Abiy Ahmed hükümetini kötülemek istemiyorlar. |
278 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |